bugün

entry'ler (46)

bekle

yeni bir söz-müzik : sezen aksu tsunamisi. mustafa ceceli seslendirmektedir yeni albümünde.

bekle
dönüşü vardır zor sürgünlerinde
bekle
hatırla bizi dar günlerinde
telli turnalar gibi
çifte kumrular gibi
sarışıp bir sedir ağacı gölgesinde
baharı selamlayıp
iki çift kelamlayıp
gamsız günler geceler demlerinde
biz gülleri severdik dikenleriyle
koklardık kanayana dek ellerimiz
gül dikensiz olur mu ah etmezdik
bekle bekle
hiç pes eder miyiz
bir nasihat gibi bu sancılı hasret
miadını doldurup biter bir gün
karanlık aydınlığa kavuşur elbet
siz o gün bayramı kutlamayı görün
bekle
sıcacık bir haziran sabahında
bekle
ısıtıp sol yanını yatağında
telli turnalar gibi
çifte kumrular gibi
sarışıp bi sedir ağacı gölgesinde
baharı selamlayıp
iki çift kelamlayıp
gamsız günler geceler demlerinde

sana geldim

insanın kalbi düğün, dili düğüm olduğunda, hani anlatamazsın bi türlü. bi şarkı yeter o zaman dillendirmeye, tarif etmeye. al işte dersin bu, böylesine, böylece, dinle. öyle bir bülent ortaçgil şarkısı.

başka kokular, başka tatlar aramaktansa
hep aynı öyküyü yeniden anlatmaktansa
yaşadığımızın adı nedir diye sormaktansa
sana geldim

olmasa mektubun

bu yaz harbiye açıkhava konserlerinde sezen aksu'nun seslendirdiği eser. şarkı daha bir can yaktı, daha bir anlam buldu. eminim o konserleri izleyen bir çok insana sordurdu ;

neydi bir arada tutan şey ikimizi
birleşiren neydi ellerimizi

eksikliği hissedilen şeyler

(bkz: fikret kızılok)
(bkz: yaman okay)
(bkz: yavuzer çetinkaya)
(bkz: uzay heparı)
(bkz: onno tunç)
(bkz: adile naşit)
(bkz: kemal sunal)
(bkz: zeki müren)
(bkz: tanju okan)

fikret kızılok

müziğin usta adamı..ruhu şad olsun.yokluğu büyük eksilik, şarkıları ise avuntu.
bütün şarkılarında dinlerken akılda aynı düşünce.
(bkz: güzel ne güzel olmuşsun)

sezen aksu ve arkadaşları

21, 22, 24 ve 25 temmuz tarihlerinde cemil topuzlu harbiye açıkhava tiyatrosunda gerçekleşecek olan konserler serisi.
sezen aksu bu sefer çok farklı..bambaşka geliyor.

--spoiler--

Sanki okul günlerime geri döndüm

'Sezen Aksu ve Arkadaşları'ndan Ege-Akdeniz çıkarması! Fahir Atakoğlu, Erkan Oğur, Aykut Gürel'in aralarında olduğu arkadaşlarıyla Sezen Aksu 21-22-24 ve 25 Temmuz'da Harbiye Açıkhava'da gerçek anlamda bir müzik ziyafeti çekmeyi hedefliyor. Aksu yazlığında dersine çalışıyor 'Arkadaşları' prova yapıyor!
Sezen Aksu'nun arkadaşları ile buluşmak üzere Üsküdar Paşalimanı'nda bulunan Tekel Müzesi ve Kültür Merkezi'ne gidiyorum. Kültür merkezinin her odasından başka bir ses yükseliyor. Üst katta dansçılar çalışıyor, alt katta Sezen Aksu'nun arkadaşları... Arkadaş deyip de geçmeyin... Onlar Türkiye'nin kendi alanındaki en önemli müzisyenleri arasında bulunan Erkan Oğur, Fahir Atakoğlu, Aykut Gürel, Orhan Topçuoğlu, Cem Tuncer, Murat Yeter, Fatih Ahıskalı, Özer Arkun, Serdar Barçın ve Seden Gürel...

DÖRT GÜN SAHNEDELER
Projenin yönetimini üstlenen Yaşar Gaga, projeyi anlatıyor: "Sezen Hanım bu konserlerde doğduğu, köklerinin olduğu Ege ve Akdeniz şarkılarını söyleyecek. Bu grup, Sezen Aksu ile gerçekten yıllarca birlikte müzik yaptığı arkadaşlarından kuruldu. Rembetiko'dan alaturka şarkılara, Dördüncü Murat'ın hicaz sirtosundan Rumca'ya kadar 30-35 eser seslendirilecek. Müziğin öne çıktığı, Sezen Aksu'nun saf sesini dinleyeceğiniz bir proje. Aslında bu çalışma yurtdışı için hazırlandı çünkü Sezen Hanım sık sık yabancı festivallere davet ediliyordu. Ama ortaya o kadar renkli, o kadar güzel bir çalışma çıktı ki, o da bunu önce kendi dinleyicisi ile paylaşmak istedi. O yüzden 21-22-24-25 Temmuz tarihlerinde Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda Most Production'ın düzenlediği 'Açıkhava Konserleri'nde sahneye çıkacak." Yaşar Gaga bir çırpıda bunları anlatırken Fahir Atakoğlu ve Aykut Gürel yönetimindeki orkestra da provalara başlıyor. Sezen Aksu Mordoğan'daki yazlığında tatilde. Onun yerine şarkıları konserlerde kendisine vokal yapacak olan Seden Gürel söylüyor. Biz 'Harmandalı'ndan 'Kavaklar'a kadar repertuvarda yer alan şarkıları dinlerken, Yaşar Gaga'nın telefonu çalıyor. Sezen Aksu tatilde ama aklı provadaymış onun için de sık sık arıyormuş. Artık röportaj vermediğini bildiğim Sezen Aksu'ya hal hatır sormak için telefonu alıyorum. Bir neşeli, bir heyecanlı, bir coşkulu... Şaka yollu, "Arkadaşlar çalışıyor mu?" diye soruyor, ben de fırsattan istifade konuya giriyorum: "Şahane burası. Herkes ne kadar eğlenerek prova yapıyor bir görseniz... Bütün starlar buluşmuş!" diyorum. Sonra Sezen Aksu anlatıyor:

DERSiME ÇALIŞIYORUM
"Güya buraya tatil yapmaya geldim ama çocuk gibi ders çalışıyorum. Gece-gündüz şarkı ezberliyorum. Çünkü bu yepyeni bir repertuvar. Portekizce şarkı bile var. Tabii içinde daha önceden bildiğim şarkılar da var ama onları da söylemeyeli uzun zaman oldu. Yani okul günlerine geri dönmüş gibi hissediyorum kendimi... Bizim topraklarımızın, Akdeniz'in Ege'nin tadını ortaya çıkaran bir proje oldu. Ben bu projenin içinde, olması gerektiği kadar varım. Yani, bütünün bir parçasıyım. Yurdışından çok teklif alıyorduk. Onun için böyle özellikli bir çalışma yaptık. Benim solist olarak öne çıkabileceğim virtüöz müzisyenlerle birarada olduğum için çok mutluyum. Bir bilseniz, benim için de ne kadar büyük bir coşku bu..." "Heyecanlı mısınız?" diyorum, "Ben hep heyecanlıyım. Birlikte üretim yaptığım arkadaşlarımla büyük bir proje içinde olmak, heyecandan çok coşku..." diyor. Bir-iki gün sonra istanbul'a gelip, kendisinin de provalara katılacağını söylüyor, vedalaşıyoruz.

PROVADAN NOTLAR:
Orkestra düzenlemeleri Fahir Atakoğlu ve Aykut Gürel tarafından yapılan ve çok özel bir repertuvardan oluşan konserlerde orkestrada, Erkan Oğur (perdesiz gitar), Orhan Topçuoğlu (perküsyon) Murat Yeter (davul-perküsyon), Cem Tuncer (gitar), Fatih Ahıskalı (ud-cümbüş), Özer Arkun (çello), Serdar Barçin (üflemeli sazlar), ve Seden Gürel (vokal) yer alıyor.
Ekip beş gün boyunca öğlen saatinde başlayıp gecenin geç saatlerine kadar prova yapacak. ilk gün provasına yurtdışında olduğu için Erkan Oğur katılamadı.
10 kişi sahne üzerinde ama sahne arkasında onun üç katı insan çalışıyor.
Gerçekten arkadaş olan müzisyenler, çoğu zaman gözleriyle anlaşıyor.
Seden Gürel her şarkı öncesi iPod'unu kulağına takıp, Sezen Aksu'nun şarkıyı nasıl söylediğini dinliyor.
Fahir Atakoğlu'nun neşesi, Aykut Gürel'in enerjisi, Murat Yeter'in ise işi hiç bitmiyor!

Mola verildiğinde Fahir Atakoğlu ve Aykut Gürel'in yanına gidiyorum. Bu projenin beyinlerinden, orkestra şefleri Atakoğlu ve Gürel sorularımı yanıtlıyor:

Bu orkestrayı yönetmek kolay mı?
Fahir Atakoğlu: Aslında yönetmek diye bir şey yok. Çalarken ortaya çıkıyor her şey. Zaten herkes kendine özgü bir renge ve üsluba sahip. Onlar müziğe vereceklerini veriyorlar. Açıkçası bir grup müziği yapıyoruz ve Sezen Aksu'ya değil de Sezen'le çalıyoruz. 'Bir grubuz' mantığında ve güzelliğinde bir proje. Enternasyonel bir grup olsun, daha fazla festivallerde, konser salonlarında çalalım diye yola çıktık. Şu ana kadar Sezen Aksu'ya eşlik ediliyordu ama bu grupla artık beraber çalınacak. Aykut Gürel: Ben de bu işe Sezen'e çalmak değil de Sezen'le çalmak gibi bakıyorum. Yani sanki biz bu grubu kurduk da "Sezen bizimle söyler misin?" gibi bir mesele bu. Bugüne kadar Sezen Aksu konserlerinden çıkarken hissettiklerinizden biraz farklı olacak bu konserin duygusu. Müzik ve Sezen Aksu ilk kez bu kadar saf olacak. Amaç, herkes çalarken de Sezen söylerken de rahat duymak.

Daha önceki konserlerde Sezen Aksu'nun sesini rahat duyamıyor muyduk?
Büyük gruplarda haliyle repertuvardan da konserin kurgusundan da kaynaklanan CD gibi müzik yapılıyor. CD'deki şarkıyı çok beğenen adam onu dinlemek istiyor çünkü. O zaman sahnede sen de ona yakın çalıyorsun. Ama şimdi, 'düzenleme' dediğimiz şeyin içindeki o bir sürü elemanı çıkarıp şarkının özüne dönüyoruz. Mesela bir ud ile Sezen yalnız kalacak sahnede.

EGOSUZ MÜZiSYEN OLUR MU!
Bireysel çalışmalarınız da var. Konser tarihlerinde eksiksiz buluşmanız biraz zor olmayacak mı? F.A.: Hayır, kendi takvimimizi ona göre ayarlayacağız.
A.G.: Bunu akort etmek sorun değil.

Ego savaşı olur mu aranızda?
A. G: Egosuz müzisyen olur mu! Ama biz egolarımızı değil, müziği önemsiyoruz.
F.A.: Bir insan ne zaman müzisyen olur biliyor musunuz; bir grubun içinde çalarken kendi çaldığını değil de, çıkan müziği dinlediği zaman. Bu grupta herkes müzik için çalıyor.

***

iÇiMiZDEN GELDiĞi GiBi...

Repertuvarı kim belirledi?
A.G.: Sezen, Ege ve Akdeniz topraklarından kendi hayatına dokunan, sevdiği şarkıları derledi. Buradaki tüm müzisyenlerin solo albümleri de var, kendi şarkılarından da çalacaklar. Bu şarkıların bir kısmı ilk defa dinlenecek bir kısmı ise dinleyicilerin uzun zamandır duymadığı, özlediği şarkılar. Yepyeni bir repertuvar. Diyorum ki, keşke sahnede çalmıyor olsam da bu konseri ben de dinlesem. Sezen keyif aldığı bir ortamda nasıl içinden geldiği gibi şarkı söylerse; öyle olacak. Biz de onun canının istediği gibi çalacağız.
F.A.: Yani dört akşam üst üste aynı konsere gelseniz hepsinde farklı melodiler yakalayacaksınız. Hiçbiri birbirinin aynı olmayacak.
A.G.: Caz da öyledir ya, sayıyla matematikle gitmez...
F.A.: Müziğin özgürlüğü!

--spoiler--

yeni nesil aliye rona

şiirin , şarkının hakkını veren güzel yazar.
"sizi tanıdığıma yemin edebilirim"

bu ülkenin gerçek sahipleri

erkan oğur'un o güzel sesiyle seslendirmiş olduğu bir sezen aksu şarkısını hatırlatan görüştür.

ah efendim
önemi yok halimin
ah efendim
önemi yok halimin
seyrederim hayret ile şu alemi
ne bilinir kıymet ne kıyamet
allaha emanet ne gelir elden

ne sahibim bu yerde ne kiracı
sadece bir ömürlük misafirim ben

(bkz: bir omurluk misafir)

aramıza yollar

bir kez sevebilenlerin şarkısı.
üstelik hiç haberleri yok.

sezen aksu

geçtiğimiz yıllarda "eksik şiir" isimli kitabı çıkmış olan sanatçı.
işte bu yüzdendir, şimdi ben onun için ne yazsam "eksik".
iyi ki den öte varlık..

yol bitti çoktan

dinlemekten ziyade, çok daha öte, yas, yakarış, ağıt gibi, zor anlatması, bir sezen aksu şarkısı.
Belki de bir çok insan için tam zamanıdır dinlemenin.

"Şimdi bir yaz aşkı paklar bizi"

limon çiçekleri

"ben görmedim böyle alımı çalımı"

dua gibi şarkı..damlıyor, akıyor, mest ediyor.

ille de heaven

sözlükte haberle habasetin birbirine çok fazla karıştığı şu dönemde hepimize asıl olan acı gerçeği gösterek aramızdan ayrılmış yazar..gittiğin yer buralar gibi olmasın inşallah..

hem bize, hem de gidene bir dua ;

Ne hükümran kalır
Ne zulüm ne de kin
Öz değil dostlar
Öz değil bu biçim
Kulların kullara
ettiğini etmiyor
En zalim harı ateşim
Bugün dua ettim
Hepimiz için
Yüce tanrı bizleri
Affetsin
Ne para ne pul
Ne iktidar ne güç
Bu değil gerçek
Bu değil gerçek
Bu kavga
Hayırsız bir düş
Uyanır neslim
Uyanır elbet
Bugün dua ettim
Hepimiz için
Yüce tanrı insanı
Affetsin

med cezir

"ölene kadar peşindeyim bırakmam" diyen levent yüksel şarkısı.
sıfır km grubu olarak yeni albümde caz tadıyla söylemiş, beni benden almıştır.

i love 90 s

mirkelam'ı ünlü olduğu o ilk gecede dinleme fırsatına ulaşmış, pazar sabahları voltran'la uyanmış, pazar akşamı banyosundan sonra bizimkiler'in başına oturmuş, kral tv klipleriyle gençliğini geçirmiş, cuma günleri gazete bayisinden hiç aksatmadan top pop dergisini almış, levent yüksel'in med-cezir kasetini 1 hafta hiç bıkmadan dinlemiş, perşembe akşamları olacak o kadar'dan başka bir şey izlemeyen, pembo sakızını daha ağzına atmadan karikatürünü okuyup turbo sakızının arabalarını biriktiren insanların sloganı.

sezen aksu nun petek dinçöz e bile beste vermesi

başka bir söz yazarı yelpazesini bu kadar genişletemediği için sezen aksu'nun yapmış olduğu icraattır.
Yoksa her baba yiğidin harcı değildir ajda, levent yüksel, sertab erener, ışın karaca, emel, gülben ergen, aşkın nur yengi, ferhat göçer, ayşegül aldinç, aysun kocatepe, demet, deniz arcak, deniz seki, ferdi özbeğen, gönül akkor, hande yener, ebru gündeş, harun kolçak, hülya avşar, izel, linet, kenan doğulu, ziynet sali, nükhet duru, ayça, rengin, seferad, seden gürel, yonca evcimik, tarkan, sibel tüzün, cenk eren, burak kut'a beste vermek...Bu ülkede her şarkıcıya yetişecek bir söz yazarı ve besteci lazım..

(bkz: biz daha iyisini yapana kadar en iyisi bu)

hovarda

dibine kadar sezen aksu şaheseri...emel'in sesinden anlam, neşe, büyü, bir bayram havası kazanmış deli marşı.
"yinede aşk boyun eğmez"
"sevmeyelim de taşa mı dönelim"

anne

bir yerde uyuyakaldığımızda diğer insanlar gibi dürterek uyandırmak yerine üstümüzü örten, gecenin bir yarısı karnımız acıktığında o karnı doyurmadan kendi gözüne uykuyu sokmayan, yüzümüze bir gram hüzün çökse kendi içine 1 tonluk taş oturan, odanın soğuk olmamasına rağmen hep üşüdüğümüzü düşünen, hiç bir tıbbi bilgisi bulunmasa bile en ufak hastalığımıza hangi ilacın iyi geleceğini beş dakika içinde bulan, suçlu bile olsak bizi dünyaya karşı savunacak olan tek insan.

interstate 60

filmden öte yapım..insanı arabasıyla otobana çıkıp, kendini kaderin ellerine bırakmasına özendiriyor..hikayeleri, anlatımı, tarzı çok iyi.

(bkz: ruhu hafifleten filmler)

limon çiçekleri

uzakta çok uzakta güneyde
yazları sıcacık ve aşık
kışları soğuk ve sensiz
bir şehir ve ben üşüyoruz
bir uğrasan diyoruz
iklimini getirsen
bereketini bolluğunu
örtsen üzerimize
havalansa yine zil çalan eteklerin
gelip otursa gözlerime gözbebeklerin
öperken içsem ağzının çiçek balını
günahını boynuma seni koynuma alsam
hem zehrim hem şehrim limon çiçeklerim olsan
ben görmedim böyle alımı çalımı
yarabbi duy duyur sesimi
anlamıyor kimsesizliğimi
yarabbi yetiş yarabbi
yarabbi duy duyur sesimi
anlamıyor çaresizliğimi
yarabbi el ver yarabbi
tenhada, kuytuda, ücrada
tekinsiz bir mecrada
dua etsem seni dileyen
börtüm böceğim bitki örtüm
olacak duam olsan amin desem hamdetsem
toprağına kök salsam
senle nihayet bulsa ömrüm